Merkez Bankası faizi düşünce ne olur?
Merkez Bankası siyaset faizini niçin indirdi, enflasyonu düşürmek için ne yapmalı? Peki Türkiye’de siyaset faizi niçin düşürülüyor? Geçtiğimiz aylarda Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati “enflasyonla büyümenin” bir politik tercih olduğunu dile getirdi. Şöyle bir mantık izleniyor: Ekonominin büyüyebilmesi için borçlanma faizlerinin azalması lazım. O durumda Merkez Bankası siyaset faizini düşürürse kredi faizleri iner, daha rahat borçlanma, daha çok sarf, daha çok yatırım, daha çok çalıştırma olarak geri döner. Peki bu vesileyle çoğalan talep enflasyonist baskıları artırırsa ne olacak? Onu dahi daha çok büyüme karşılığı ödenecek bir kıymet olarak kabul eder yola devam ederiz. Çünkü pazar faizleri belirlenirken siyaset faizine ek olarak enflasyonist beklentiler, ileriye yönelik tehlikeler de fiyatlara giriyor. O yüzden siyaset faizi düşse de orta ve uzun vadede çoğalan enflasyonist beklentiler ve risk primi nedeni ile pazar faizlerinin arttığını görüyoruz.
Faiz oranlarının düşmesi ne anlama gelir?
Dünkü karardan derhal sonra risk priminin artışa geçmesi uzun vadeli faizlerin daha dahi yükseleceğine işaret ediyor. Bu bu kavrama geliyor; 2022 ilk yarısında ihracatımızın kuvvetli gelmesinin temel nedeni “düşük faiz, cılız kur” politikamızdan ziyade, salgın ardından normalleşen Avrupa büyümesinin kuvvetli gelmesi idi. Çünkü senenin ikinci yarısında faizleri daha çok düşürsek de Rusya savaşı ardından önemli bir resesyonla karşı karşıya olan Avrupa’ya yapacağımız ihracatı canlandırabilme imkanımız düşük. Onun yerine faiz indirimlerinin içeride yarattığı dengesizlikler ve bu dengesizliklerin getirdiği maliyetler ile dalaşma olasılığı yüksek.
Merkez Bankası faiz oranları artarsa ne olur?
Enflasyonla büyüme tercihinin maliyetleri Düşük faiz politikalarındaki ısrar, bize yakın tarihimizde gördüğümüz en yüksek dolarizasyon oranı, kur krizi, heba olan milyarlarca dolarlık döviz rezervi, bankaların bozulan varlık niteliği, henüz bütçeye maliyeti 60 milyar TL seviyesinde hesaplanan ve maliyeti daha dahi yükselmesi beklenilen KKM (Kur Korumalı Mevduat) enstrümanı, azalan yatırım iştahı, potansiyel büyümede yavaşlama, her gün çoğalan fiyatlar, eriyen maaşlar, gelir dağılımında önemli bir arızalanma olarak geri döndü. Enflasyonla büyüdüğümüz dönemde pasta büyüse de emeğin pastadan aldığı payın azaldığını, insanların büyümeyi hissedememekten şikayet ettiklerini ve yoksulluğun gittikçe yaygınlaştığını görüyoruz. Enflasyonu düşürmenin bedeli Enflasyonun maliyetlerini terazinin bir kefesine koyalım, başka kefeye şayet enflasyonu düşürmenin getireceği maliyeti.
Bir cevap yazın